Çin’in renkli konut mimarisi

Konut mimarisi, Çin’in her bölgesindeki halkların oturmak amacıyla inşa ettikleri yapıların genel adı olarak biliniyor. Mimarinin en temel biçimi olan konut mimarisi, diğer mimari türlerine göre en erken meydana geliş, en geniş dağılımı ve nicelik açıdan yükseklik özellikleri taşıyor. Çin’in çeşitli bölgelerinin doğal çevre ve kültürel durumlarının birbirlerinden farklı olmasından dolayı, her bölgenin konutları da değişik tarzlardadır.
Çin’in Han milliyetinin yaşadığı bölgelerde bulunan geleneksel konutların çoğu, düzenli şekilde inşa edilmiştir. Orta merkezi enleme göre bakışımlı oluşumda inşa edilen Beijing Dikdörtgen Konutu, bu konutları temsil eden yapıların başında geliyor. Ön ve arka kısım olarak ikiye ayrılan Beijing Dikdörtgen Konutu’nun tam ortasında bulunan ve kuzeye dayanarak güneye bakan oda, konutun en öncelikli konumundadır. Bu oda, aile törenlerinin yapıldığı, değerli konukların karşılandığı mekân olarak da biliniyor. Birbirlerine koridorlarla bağlanan konut odaları, dikdörtgen şeklindeki avluya bakıyor. Beijing Dikdörtgen Konutu’nun Çin’in feodal toplumunda uygulanmış olan kan ilişkisine önem veren görgü kurallarının ve aile rejiminin konutlara yansıtılan somut göstergesi olmasına rağmen, bu konut, dikdörtgen şekli, uygun büyüklüğü, huzur ve sevimlilik havası, düzenli yerleştirilen çiçekleri ve ağaçlarıyla insanlar için ideal bir yaşam ortamıdır. Çin’in kuzeyinde ve kuzeydoğusunda yaşayan halkların çoğu bu tür konutta oturuyorlardı.
275435653_10159646427066250_2057593540650136765_n.jpg


Ana salon ve toprak binası
Nispeten sıkı bir oluşumda inşa edilen Çin’in güneyinde bulunan konutların çoğunu binalar oluşturur. Alanı küçük, merkezinde uzun dörtgen şeklindeki açık kubbe olan Tangwu Konutu, bu konutları temsil eden yapıların başında geliyor. Tangwu Konutu, mühür gibi dikdörtgen şekli ve sade mimari üslubuyla Çin’in güney kesimindeki eyaletlerde çok yaygındır.
Çin’in Fujian eyaletinin güneyinde, Kuangdong eyaletinin kuzeyinde ve Guangxi eyaletinin kuzeyinde yaşayan Hakkalar arasında popüler olan ve büyük alanda inşa edilen bir konut türü de vardır. Yüzeylerinin bazıları yuvarlak, bazıları dikdörtgen olan bu konutun merkezinde tek katlı salon, çevresinde de dört beş katlı binalar bulunur. Savunma açısından çok elverişli olan bu konutların temsilcisi, Fujian eyaletine bağlı Yongding ilçesinde çok yaygın olan, Hakkalılara özgü Toprak Bina’dır. Dikdörtgen, yuvarlak, sekizgen ve elips gibi şekillerde inşa edilen Toprak Bina’nın toplam sayısı 8 bin civarındadır. Toprak Bina, büyük yüzölçümü, güzel mimari şekli, bilimsel mimari yöntemi ve insanların gerçekçi gereksinimlerini karşılayabilmesiyle esrarengiz bir yaşam dünyası oluşturur.
Toprak Bina inşa edilirken, ilk önce toprak, kum, taş ve tahta parçalarıyla küçük odaların birleştirilir, büyük odalar kurulur. Daha sonra bu büyük odalar kümelenerek savunma amacını taşıyan kule şeklindeki binalar oluşturulur. Toprak Bina, sağlamlık, güvenlik, kapalılık ve kan ilişkisine önem veren görgü kurallarını sıkı bir şekilde uygulama gibi özgün özelliklere sahiptir. Savaşların ve eşkıya saldırılarının yoğun olarak yaşandığı zamanlarda Toprak Bina, içinde bulunan kuyu, ve tahıl deposu sayesinde, ana kapısı kapatıldığında kendine yeterli kapalı bir yer haline gelirdi. Bina, düşmanlarca kuşatıldığında yaşam düzenini birkaç ay sürdürebilecek özelliklerle donanmıştır. Bunun dışında, kışın ılık yazın serin olan bina, deprem ve fırtınalardan da etkilenmeme özelliğini taşıyor. Bütün bunlar sayesinde bina, Hakkalıların nesillerini sürdürdükleri yerleşim yapısı haline gelmiştir.
unnamed (2).png
Azınlık etnik grupların konut mimarisi
Tibet etnik grubunun tipik konutu olan düz damlı Diaofang Konutu’nun (kale şeklindeki konut) dışı, taş parçalarla inşa edilen duvarla, içi de tahtadan yapılır. Moğol etnik grubu da Menggubao (Moğol çadırı) olarak adlandırılan seyyar çadırda yaşar. Çin’in güneybatısında yaşayan azınlık etnik gruplar, genellikle dağ eteklerinde bulunan ve suya bakan bir yerde tahta sütunlar üzerine yapılan binalarda yaşarlar. Bu binaların alt katları açıktır, üst katlar ise yaşam alanıdır. Yunnan eyaletinde yaşayan Dai etnik grubuna özgü Bambu Bina, Miao ve Tujia etnik gruplarına özgü Diaojiao Binası (toprak temeli olmayan, yalnızca tahta sütunlar üzerinde duran yapı) özgün mimari özellikleriyle bu binaları temsil eden konutların başında geliyorlar. Genellikle dağ yamacında kurulan Diaojiao Binası, toprak temeli olmamasına rağmen, tahta sütunlar üzerinde sağlam biçimde duruyor. İki ya da üç kattan oluşan Diaojiao Binası’nın alçak olan en üst katı, tahıl deposu işlevi görürken olurken en alt kat ise ev eşyalarını saklama odası ya da ahır olarak kullanılıyor.
Çin’in kuzeyinde yaygın olan Mağara Konutu ve antik kentlerin konutları
Çok geniş yüzölçümüne ve birçok etnik grupa sahip olan Çin’in her bölgesinin konutları, değişik değişik şekilleri, yapıları, dekoratif sanatları ve renkleriyle özgün özellikler taşır. Burada, yalnızca onların bir temsilcisi niteliğindeki, Kuzey Çin popüler olan Mağara Konutu ve antik kentlerin konutlarını tanıtacağız.
Çin’in kuzeyinde bulunan Sarı Nehir’in orta ve yukarı kesiminde mağara şeklinde birçok konut bulunuyor. Çin’in Shanxi, Gansu, Henan bölgelerinde yaşayan halklar, önce vadilerin düz yönlerindeki mağaraları kazıyor, sonra da bu mağaraları birbirlerine bağlayarak içlerine içinde tuğla duvar döşüyorlar ve sonunda bu mağaraları konut haline getiriyorlar. Ateş ile gürültüyü engelleme foksiyonunu taşıyan ve yazın serin, kışın da ılık olan Mağara Konutu, doğa ile yaşamın uyumlu bir şekilde kaynaştırılmasının sonucudur. Coğrafi şartlar açısından mükemmel mimari örneği olan Mağara Konutu, yerel halkların sarı topraklara karşı duydukları sevgi ve özlemi gösteriyor.
Mağara Konutu’nun dışında günümüze kadar varlığını koruyabilen birçok antik kentte de çok sayıda antik konut bulunuyor. 1998 yılında Dünya Kültür Mirasları Listesi’ne alınan Shanxi eyaletine bağlı Antik Pingyao kenti ve Yunan eyaletine bağlı Antik Lijiang kenti, bu kentlerin başında geliyor.
Çin’in Ming ve Qing hanedanları dönemindeki ilçe kentleri içinde en iyi korunanlardan biri olarak kabul edilen Antik Pingyao kenti, aynı zamanda Han milliyetinin yaşadığı Çin’in orta kesiminde bulunan antik ilçe kentlerinin temsilcisidir. Günümüze kadar dönemin mimari oluşumunu ve görünümünü çok iyi koruyan Antik Pingyao kentinde bulunan savunma duvarı, sokak, konut, dükkân ve tapınak gibi yapılarda değişiklik yapılmıyor. Antik Pingyao kenti, Çin’in siyasi, ekonomik, kültürel, askeri, mimari ve sanat alanlarının araştırılması için canlı bir örnek olarak kabul ediliyor.
İnşası Güney Song hanedanı döneminde başlatılan Antik Lijiang kenti, Naxi etnik grubuna özgü geleneksel mimariyle diğer mimarilerin kaynaşmasının tek ürünü olarak tanınıyor. Çin’in orta kesimine özgü kent inşası kurallarının etkileri görülmeyen Antik Naxi kenti kuralsız bir yol şebekesine sahip. Kentte ciddiyet uyandırıcı savunma duvarı bulunmuyor. Kentin ana su kaynağı olan Siyah Ejderha Havuzu’nun suları küçük kanallara ayrılarak konutların yanından geçiyor ve su şebekesini oluşturuyor. Kentin her köşesinde şarıl şarıl akan suyu ve kanalın kenarında yetiştirilen, dallarıyla suyu okşayan söğüt ağaçlarını görmek mümkün.

Bize Ulaşın

Büyükesat, Uğur Mumcu Sk. No:52, 06700 Çankaya/Ankara

+90 (312) 446 58 15

info@asyaninsesi.com.tr

Bizi Takip Edin

© Asyanın Sesi. Her hakkı saklıdır.

Web Tasarım: AdaNET